3 Soruda “Spontan Pnömotoraks (Akciğer Sönmesi)”

Soru: Spontan Pnömotoraks (Akciğer sönmesi) nedir? Nasıl oluşur?

Cevap: Pnömotoraks yani akciğer sönmesi, en basit anlatımla 2 akciğer zarı arasında hava bulunmasıdır. Akciğerleri saran 2 adet zar vardır. Bunlardan ilki visceral plevra dediğimiz akciğer dokusunu tamamen saran ve akciğere yapışık olan zar, diğeri ise pariyatal plevra dediğimiz, göğüs duvarını içten saran diğer akciğer zarı ile temas halinde ve göğüs duvarına yapışık olan akciğer zarı. Bu 2 zar arasında normal olarak çok az miktarda bir plevral sıvı dışında herhangi bir şey bulunmaz. İşte bu alanda hava bulunmasına pnömotoraks diyoruz. Akciğer sönmesi burada bulunan havanın hacminin giderek artması sonucu akciğer dokusu üzerindeki baskıya bağlı olarak ortaya çıkar.

En sık toraks travmalarına bağlı ortaya çıkar. Herhangi bir sebeple akciğer parenkim dokusunun bütünlüğünde bozulma olduğunda, buradan plevral aralığa sızan hava pnömotoraksa neden olabilir. Aynı şekilde iyatrojenik dediğimiz, tıbbi bir işlemin komplikasyonu sonucu da ortaya çıkabilir.
Ancak ortada herhangi bir travma yok iken kendiliğinden de pnömotoraks gelişebilir. Buna “spontan pnömotoraks” denir. Altta yatan KOAH, astım, akciğer kanseri, akciğer dokusunda yıkım ile giden bazı akciğer enfeksiyonları, bağ doku hastalıkları gibi akciğer hastalıklarının olması spontan pnömotoraks gelişmesine yatkınlık sağlayabilir. Bu duruma sekonder spontan pnömotoraks diyoruz. Ancak, zeminde bilinen herhangi bir akciğer hastalığı olmadan da spontan pnömotoraks gelişebilir. Buna da primer spontan pnömotoraks diyoruz. Primer spontan pnömotorakslı hastalar sıklıkla astenik vücut yapısına sahip yaniş zayıf, toraks ön arka çapı kısa olan genç erkek hastalardır.  Nasıl olur? Daha çok akciğerin üst kısmında yer alan ve akciğer zarının hemen altında yer alan bleb veya bül dediğimiz hava keseciklerinin herhangi bir sebeple patlaması veya bütünlüğünün bozulmasına bağlı olarak nefes yoluyla aldığımız atmosferik hava bronşlar aracılığıyla buradan akciğer zarları arasına dolar. Her soluk alışverişinde burada biriken hava hacmen artar, akciğer dokusu üzerine basınç yapar ve akciğerin sönmesine neden olur.

Soru: Bu hastalığı nasıl tanıyacağız? Belirtileri nelerdir?

Cevap: Pnömotoraks gelişen hastalarda belirtiler hafif olabileceği gibi ciddi belirtiler de görülebilir. Hastalarda en sık ani başlayan göğüs ağrısı, nefes darlığı ve bazen de öksürük olabilir. Bazen aşırı miktarda hava akciğer zarları arasında toplanıp akciğer, kalp ve ana damarlar karşı tarafa doğru iter. Bu durumda ana damarlar büzülür ve kalbe kan dönüşü azalır ve şok tablosu gelişebilir. Bu nedenle pnömotoraks erken tanınması gereken ve tanısı konamadığında ölüme dahi neden olabilen ciddi bir hastalıktır diyebiliriz. Ani başlayan göğüs ağrısı ister genç, ister yaşlı, ister çocuk olsun acil girişim gerektiren bir hastalığın belirtisi olabilir. Bu hastaların mutlaka en yakın hastanenin acil servisine başvurmalıdır.

Soru: Pnömotoraks nasıl tedavi edilir? 

Cevap: Az miktarda ve belirti vermeyen veya hafif belirti veren pnömotoraks, aralıklı oksijen tedavisi ve takip ile herhangi bir girişime gerek olmaksızın kendiliğinden geriler. Ancak akciğer zarları arasındaki hava miktarı fazlaysa veya az olsa bile belirtiler hastayı rahatsız edecek düzeyde ise orada bulunan havanın bir drenaj sistemi ile çıkarılması gerekir. Bunun için tüp torakostomi dediğimiz bir işlem gerekir. Bu işlem lokal anestezi ile yani hastayı uyutmadan yapılır. Koltuk altında yaklaşık meme hizasından, 2-2,5 cm genişliğinde bir delik aracılığıyla 1 adet silikon drenin akciğer zarları arasına yerleştirilerek su altı drenaj sistemine bağlanmasından ibaret bir işlemdir.

Genellikle ilk atak için bu işlem yeterli olmakla birlikte hava kaçağı uzayan olgularda ameliyat gerekebilir. Yine tekrarlayan nüks olgular, iki taraflı pnömotoraks, tek akciğeri ameliyat ile alınmış dolayısıyla tek akciğeri olan hastalar, pnömotoraks gelişmesi durumunda acil sağlık hizmeti alamayacak mesela kırsal kesimde yaşayan hastalar, meslekleri gereği pnömotoraks yatkınlığı olan pilot, dalgıç gibi meslek gruplarında ilk atak olsa bile cerrahi için adaydırlar. Cerrahide açık veya kapalı ameliyat uygulanabilir. Patlama potansiyeli bulunan hava kesecikleri köken aldıkları bir miktar akciğer parenkimi ile birlikte kama şeklinde çıkarılır. Nüks gelişmesinin önüne geçmek amacıyla uygulanan çeşitli cerrahi prosedürlerden biri uygulandıktan sonra ameliyata son verilir.

Op. Dr. Gültekin Gülbahar