KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı)

Soru: KOAH Nedir?

Cevap: KOAH “Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı” nın başharflerinden oluşan bir kısaltmadır. ‘’Kronik; süregen veya müzmin’’ Obstrüktif ‘’ tıkayıcı veya daraltıcı anlamına gelmektedir.

Soru: KOAH’ın Belirtileri Nelerdir?

Cevap: Hastaların bir kısmında başlangıçta sabahları daha belirgin olan öksürük ve balgam çıkarma olabilir. Bir kısmında ise başlangıçta hiç bulgu vermez. Balgam; genellikle beyaz renkli, yapışkan, az miktarda ve koyu kıvamlıdır. Başka bir nedene bağlı olmaksızın, birbirini izleyen iki yıl boyunca; her yıl en az üç ay süre ile balgam çıkarma şikâyeti olan olgular “Kronik Bronşit” olarak değerlendirilir. Bu hastalarda, daha sonraki yıllarda KOAH ortaya çıkar.

Hastalar genellikle başlangıçtaki bu belirtileri sigara içmeye bağlar ve doktora başvurmazlar. Solunum kapasitesinde giderek artan kayıplar sonucu nefes darlığı ortaya çıkmaya başlar. Hastaları doktora getiren en önemli bulgu genelde nefes darlığıdır. Çabuk yorulma, rahat nefes alamama, bacaklarda güçsüzlük gibi bulgularda oluşur ve hastalar genelde 50 yaş civarı doktora başvurular.

Bu hastalar genlikle zayıf olmasına rağmen, ‘’Fıçı göğüs’’ olarak adlandırılan ve göğüs kafesinde genişleme ve karnın öne çıkması gibi bulgular görülür. Vücut-kitle endeksi fazla olan hastalarda uyku-apne sendromu da hastalığa eşlik edebilir ki bu durumda hastada devamlı bir uyku hali, uyuşukluk ve horlama görülebilir.

KOAH’ ın ilerleyen dönemlerinde hastalığa, kalp yetmezliği de eklenir ve boyun damarlarında belirginleşme ile bacaklarda ödem oluşur.

Soru: KOAH’ın Sebepleri Nelerdir?

Cevap: En önemli risk faktörü Sigara’ dır. Malesef ülkemizde yetişkinlerde sigara içme oranı artmakta ve sigaraya başlama yaşı da giderek düşmektedir. Tabi ki hastalığın gelişmesinde sigaraya başlama yaşı, dumanın yoğunluğu, içilen miktar önem arz etmektedir. Sigaranın yanında pipo, puro,nargile ve elektronik sigaralarda aynı etkiye neden olmaktadır.Pasif sigara maruziyeti de KOAH’ a neden olabilmekte, özellikle çocuklarda ilerleyen dönemlerde aynı zamanda astıma da neden olabilmektedir. Bazı meslekler de KOAH gelişimine zemin hazırlar. Metal işçiliği ve maden; odun, kağıt imalatında çalışanlarda; çimento, tahıl ve tekstil işçiliğinde, ulaşım sektöründe çalışanlarda iş yeri ortamında organik-inorganik toz, duman ve gazlara maruz kalma sonucunda KOAH gelişebilmektedir. Yine ülkemizde özellikle kadınlarda daha sık görülen ocak yakmak için kullanılan tezek, odun, çalı çırpı yakmaya bağlı oluşan duman nedeni ile de KOAH oluşabilmektedir. Düşük sosyoekonomik düzeyde ve erkeklerde daha fazla görülen bu hastalık, trafik yoğunluğu olan şehirlerde yoğun egzos dumanına maruziyette de oluşabilmektedir. Toplumda %1 oranında görülen genetik bir bozukluk olan Alfa 1 antitripsin adlı proteinin eksikliğinde de ortaya çıkmaktadır.

Soru: KOAH’ın Tanısı Nasıl Konur?

Cevap: Spirometrik ölçümler denilen solunum fonksiyon testi yapılarak hastalığın hem tanısı konur hem de düzeyi belirlenir. Spirometri bir seferde akciğerden atılan havanın miktarını ölçen bir tetkikdir.

Soru: KOAH’ın Tedavisi Nedir?

Cevap: Hastanın eğitimi, risk faktörlerinin azaltılması veya bırakılması, solunum rehabilitasyonu, solunum kaslarının güçlendirilmesi için fizik tedavi, nefes açıcı inhalasyon tedavileri, oksijen tedavisi, solunum destek cihazları, amfizem yani hava keseciklerini azaltmaya yönelik bronkoskopik yöntemler (valf, spiral tel…) ve volüm küçültücü cerrahi hastalığın tedavisinde yer alan yöntemlerdir.

Soru: KOAH’ın Cerrahi Tedavisi Var Mıdır?

Cevap: Nefes almakla genişleyen, nefes verirken akciğerlerde hava kesecikleri hasarlanıp akciğerler normal boyutuna ulaşamaz. Normalde esnek bir yapıya sahip olan hava kesecikleri KOAH’ta elastikiyetini kaybederek geriye dönüşümü mümkün olmayan, kalıcı hasara uğrayarak akciğerde hava hapsine neden olur. Akciğerin bu küçük hava yollarında gelişen değişiklilikler ‘’Amfizem’’ denir. Tüm yukarıda sayılan tedavilere rağmen nefes darlığı gerilemeyen uygun hastalarda, amfizemli alanların cerrahi olarak çıkarılması tedavisi yapılabilir. Böylece diyafram hareketleri ve akciğerlerin elastik geri çekilme güçlerinde kısmen düzelme olması ile solunum işi kolaylaşır.

Op. Dr. Serda KANBUR METİN